Dün akşam bir rüya gördüm… Vakit gündüz, az ışıklı ılıman
bir hava var hani deriz ya LİMONATA GİBİ… tam öylesi bir hava, serin serin
hafifçe esen rüzgar yanaklarınızı okşuyor, saçlarınızı havalandırıyor nazikçe... Güneşin ışıkları gözlerinizi kamaştırmıyor, rahatsınız.
Bahariye Caddesi’ndeyim … cadde tertemiz yeni yıkanmış da
kurumuş gibi, nemli taşlar, beyazımsı gri ama kuru. Hoş bir koku var ortamda,
henüz açmasa da ıhlamur ağacından mı geliyor ne diyorum.
Tramvay yolunun ortasından yürüyorum heryer boş. Araba yok,
insan yok, mağazalar kapalı ve ben yalnızım. Bir iki pastanenin içinde birileri
var ama yok gibi. Büfe açık, eczane açık, gözlükçüler açık, o kadar… sessizlik
öyle güzel ki anlatamam ve o tenhalık, hasret kaldığımız o boşluk, o
insansızlık. A unutmadan söyleyeyim kediciklerimiz ve köpekçiklerimiz oradalar
ancak duvar diplerinde donmuş resim gibi; dekor oluşturuyorlar sadece.
Yavaş yavaş yürüyorum, üzerimde uzun ama hafif montum var,
bol şaldır şuldur yürürken uçuşuyor o da, kot taytım ve 5cm topuklu botlarım…
Bu botlarla yürümek çok rahat hiç ayağımdan çıkartmıyorum. Lacivertler, sık sık
boyuyorum o yüzden pırıl pırıllar. Sağa sola bakıyorum, beynim dinleniyor
arınıyorum uykumda. Rüyalarda rastlanacak ortam, anlayacağınız rüyam; hakkını
veriyor rüya olmanın…
Birden bir kıvılcım çakıyor zihnimde, uyanık dünyam müdahale
ediyor rüyama. Hazır rüyadayım ya neden olmasın. Birden koşmaya başlıyorum,
tramvay yolunun tam ortasından yukarı doğru… Son sürat koşuyorum ve koşarken “hala
kalbim acımadı” diyorum. Koşuyorum deliler gibi, gülerek yine deliler gibi,
öyle hoşuma gidiyor ki. Göğsüm sıkışmıyor… Ben çok hızlı koşarım (koşardım) yıldırım
gibi. Şimdi de fena değilim ama yaş ilerledi, o kadar hızlanamıyorum ve süre
azaldı… ciğerlerim daralıyor… sanırım son geçirdiğim gripten sonra kaldı bu
bende öncesinde yoktu… Belki de yaştan, yaş ilerledi… Belki de pis havadan ne
de olsa İstanbul çok kirli. Bilemiyorum artık neden… normal insanlara göre
hızlıyım yine de.
Koşuyorum, koşmaya doyamıyorum… gülüyorum gülmeye de
doyamıyorum… aksimi görüyorum vitrin camlarında... o da ne, dudaklarımda ruj
var… Şaşıyorum! Ruj nereden çıktı diye düşünürken kırmızı olduğunu fark
ediyorum.
Uyanıyorum
Sabah olmuş çoktan
Hiç uyanmak istemiyorum, Rüyadan uyanmak, koşmaktan durmak,
gülmekten ayrılmak hiç ama hiç istemiyorum.
Her zamanki tadında, zamansız olabilmesini dilerim...
YanıtlaSilSanki bende o rüyanın icindeydim
YanıtlaSilne güzel... senin içinde olduğun rüya gerçek olmalı... canım benim
YanıtlaSil