Nereye gidiyorsa artık, zaman göreceli bir şey başı da yok
sonu da … biz kesitler alıp sağına soluna sayısal veriler ekleyip birer de isim
takarak kendimizce yönetiyoruz… yönettiğimizi sanıyoruz. ZAMAN’ı anlamak
modellemek, belirli kavramlara oturtmak imkansız, zaman özgür ve bağımsız,
zaman sonsuz! Belirsiz! Anlamsız!
Neyse felsefeyi bırakalım bir kenara… bir zamanlar MUTLU
OLDUĞUM ANLAR diye bir yazı kaleme almıştım; sağlam da bir liste yapmıştım. Zaman
rahat durmuyor ki o dinamik felsefesi ile beynimi hiç rahat bırakmıyor, bütün
dürtüklemeler beni yine klavye ile buluşturup yoruyor. Yazmasan olmaz,
kaydetmezsen işte o zaman ZAMAN YOK OLUR! Yazmak lazım. Felsefeyi bırakamadık
daha değil mi? Bakın konuşmaya da başladım, sorular soruyorum yanıtlarınızı
duymayacağımı bilerek!
Ne diyorduk, 2018’i sepetliyoruz artık ve "bakalım bu yıl ne
olmuş" gibilerinden bir göz atalım geçmişe.
Geçtiğimiz 1 Ocak’ta “bu yıl çok güzel şeyler yapacağım, çok
güzel şeyler olacak” diye söz vermiştim kendime. Memleketin içler acısı
durumuna, sosyo-kültürel felaketine rağmen benim cephemde herşey pek güzel
geçti. 19 Aralık itibariyle bu tahlili yapabilirim, kalan 12 günde başıma ne
gelir bilemem ama gelirse de bilin ki güzel güzel gidiyorum. Evet bu yıl hayal
ettiğim herşeyin hemen hemen tümünü gerçekleştirdim. Bunun için önce kendime teşekkür
ediyorum sonra da çevremdeki herkese, manavdan bakkala, sucudan çöpçüye,
kahveciden çaycıya, herkese. Hele arkadaşlarıma, onlara binlerce kere teşekkür
ediyorum. Bu sonuca varmamda hepsinin katkısı olduğunu bilmeliler.
Bu süreç Eylül yani Sonbaharın başlangıcıyla ivmelendi, açıkçası
berbat sıkıcı bir yaz geçirmiştim, tümüyle eve kapalı, sıcak, pestil gibi bir
yaz. 1 Eylül’de sokaklara çıktım, bugün hala sokaklardaydım, deliler gibi
yürüyorum, uzun yıllar ara vermiştim bu işe yeniden başladım ve bu harika. Yürüyor,
geziyor, kapı kapı sokak sokak yaşadığım yeri adımlıyor ve tanıyorum. Görsel
hafıza depolarımı dolduruyorum çünkü biliyorum ki kısa bir süre sonra bunları
göremeyeceğiz; yitirip gideceğiz! Bol bol fotoğraf çekiyorum ki arşivim
zenginleşsin çünkü bir süre sonra bana lazım olacaklar.
A bu arada yaklaşık 10 yıldır, net 8 yıldır ara verdiğim şeylere geri döndüm.
Kendime bakmamaktan vazgeçtim. 10 yıl önce çılgın bir kararla kendime
bakmaktan, birçok disipline bağlı yaşamaktan, giyinmekten, süslenmekten (çok
özel durumlar hariç) vazgeçmiştim. Molalar oldu tabi ama genelde durum böyle
idi. Yeni giyisiler satın almadım, yeni eşyalar da. Saçlarımı boyamadım,
kısacık kestirip bembeyaz dolaştım 8 yıl. Annemin giymediği kıyafetleri giydim,
3 beden boldu ama giydim sorun olmadı ayrıca kısa da geliyordu ama hiç önemli
değildi. 12 yıllık CAMPER, 22 yıllık CAT, 27 yıllık western gömleğim, annemin
eski püskü deri ceketi vs. tam bir köyün delisi modunda ama tarif edilmez bir
rahatlıkla nefis bir dönem geçirdim. İnanılmaz dinlendim herkese öneririm.
Nepal’e gitmeye gerek yok yani, siz içinizdeki Nepal’i keşfetmeye bakın.
Çok daha önemlisi hayatımdaki gereksiz varlıkları ortadan
kaldırdım, cansız maddi varlıkları fırlattım attım, canlı olanlarını da hayatımdan
çıkarttım, beni yoran kimseyi bırakmadım; görüşmüyor, konuşmuyorum. Bakın bu da
büyük rahatlık. Epeyce utanmaz, terbiyesiz oldum. Umurumda değil açıkçası ve
ben bunları bu yıl fark ettim. Bu yıl anladım ki çok doğru bir karar vermişim
8-10 yıl önce. Ama bu kadar mola yeter diye düşündüm ve geri dönmeye karar
verdim. Geri döndüğümde eski Zeynep’i bulamadım gayet tabii, eksiklikler,
yıpranmalar var ne yazık ki ama onlar da işte bu ZAMAN denen şeyin yaptığı terbiyesiz
şeyler. Ölçülebiliyor ya zaman; sıyırıyor da kazıyor da, silip süpürüyor da. Bunu
da anladık sağolsun. Ha unutmadan yazayım 2012 yılından beri denize girmedim
ben, bu yıla yetişmedi ama önümüzdeki yıl bu işi de halledeceğim umarım. A bir de 1994 yılında satın aldığım ve hala üzerime rahatıkla giyebildiğim Levi's 501'imi giyeceğim.
Yalnız bu arınma, temizlenme, rahatlama dönemine ilişkin çok
değerli kazanımlarımı tümüyle bırakmayacak önümdeki zaman dilimlerinde onlarla
birlikte yaşayacağım, yani herşey eskisi gibi olmayacak, ya da hiçbir şey
eskisi gibi olmayacak…
2019’e girerken kendinize sözler verin, yıla öyle başlayın
olur mu? Ne istersen o olur; NE İSTERSEN!