Merhaba

Yaşadıkça birikti, yaşadıkça birikti, doldu, taştı. Ben de tüm bunları yazdım. Bu sefer de yazdıklarım birikti, doldu, taştı. Taştıkça paylaşmayı çare gördüm. Benim çarem okuyuculara dert olur mu bilmem ama yıllardır yazılanların hepsi burada. Biraz siyasi, biraz felsefi, biraz da insani. Bir hayli de Zeynep'ten.


Afiyet olsun








4 Temmuz 2015 Cumartesi

Bir AVCILAR Seyahati (4 temmuz 2015)

6 yıl aradan sonra bugün ilk kez Avcılar'a gittim. Avcılar yolunda izlenimlerim:

Tespit-1)
1999 depreminde jöle olup akan, titreyen, oynayan ve altı üstüne geçen göl kenarı bölgesinde devasa inşaatlar yapılmış ve yenileri de yapılmaya devam ediyor... istediğin kadar depreme dayanıklı yap, zemin JÖLE... gelecek depremde epey ölü çıkartacak burası.

Tespit-2)
1999 depremi sonrası ağır hasara uğramış ama yıkılmamış, azıcık yamulmuş, yıkılmaları mahkeme kararı ile durdurulmuş binalar (ben tanıyorum tabii ama yeni insanlar bilmiyor) hile hurda ile hizmete girmiş, dış cephelere alengirli giydirmeler, süs, makyaj, büyüleyici kaplamalar vs. olmuş bir güzel iş merkezi ve otel! Hani o masrafı yaptınız, bari yıkıp yeniden yapaydınız! Buralardan da epey ölü çıkar.

Tespit-3)
Kurbağalıdere'yi islah etmeyip Kadıköy'ü boydan boya B.O.K kokutan, demiryollarını söküp, tren yollarını ortadan kaldıran ama asla yeniden yapmayan necip İBB'miz, nedense E5 ve metrobüs güzergahı boyunca ne kadar kavşak, yamaç, kavşakiçi varsa bitkilerden tablolarla süslemiş, ne desenler ne desenler yarabbim, sanki çok gerekli... şehrin baş merkezi b.o.k. kokuyor, biz otlardan şimşirlerden ve begonyalardan yapılmış, lale, karanfil desenleri arasında yol alıyoruz... bir de sanırım sanskritçe bir şeyler de yazmışlar ama anlayamadım, minimalist desenler ise alaaaaaaaaaaa

Tespit-4)
Boğaziçi Köprüsünden geçiyorum, dünyanın en çirkin camisi inşaatı devam ediyor, minarelerin biri bitmek üzere, manzara rezalet... bittiğinde de hiç güzel olacak gibi değil, çok zevksiz.

Tespit-5)
veeeeeeeeeeeeeee çok özlemişim... hem de nasıl:
TER KOKUSU: Bugün hava 25 derece, kolsuz bluzla inanın yolda ürperdim , metrobüste ise zaten klima çalışıyor, donduğum için üzerimde şalım var ama nasıl beceriyorsa güzel insanım buram buram kokuyor... ne yiyorlar da bu kokuyu üretiyorlar bilemiyorum... bir gün manyaklar gibi terleyip koku kontrolu yapacağım... yalnız çözdüğüm azıcık bir kısım var:


Dört şey etken


KIL, KİLO, SENTETİK GİYİM ve TESETTÜR
Kıl dışındakiler son 15-20 yıldır ışık hızıyla artmış ve yayılmış halde... kokunun en önemli sebepleri olarak tarafımca teşhis edildiler... yok böyle bir koku, Kurbağalıdere'ye kurban olsunlar, bildiğin LEŞ

27 Nisan 2015 Pazartesi

ALMANAK - Yarımca Çocukları

1974-1979 yıllarında Yarımca İlkokulu ve Petkim İlkokulu'nda okumuş, 1979-1982 yıllarında Yarımca Lisesi orta bölümünde ve İzmit Ortaokulu'nda okumuş, 1982-1985 yılları arasında ise Yarımca Lisesi, muhtelif Meslek Liseleri ve İzmit Lisesi'nde okumuş ama mutlaka YARIMCA'da doğmuş, yaşamış veya büyümüş kiraz çocuklarının bitmeyen ve zamanla kuvvetlenen bağlarının kısa öyküsüdür bu:

Bu öyküye eşler, gelinler, damatlar, çocuklar teker teker ilave olmuşlar ve bizi ayrıca pek mutlu etmişlerdir. Pek yakında torunlar da yerlerini alacaktır.

Ülkenin ve dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bu kiraz çocukları; teknolojinin olanakları ile birbirini tekrar bulduğundan beri ayrılmamaktadır. Grubun içinde "bir kerelikler" vardır, "bir dahaki sefereciler" vardır bir de "inadına görüşüyoruz daha da büyüyeceğizciler" vardır. Hala katılmasını beklediğimiz küçük bir kitle de sabırla beklenmektedir.

Yine bizim çocukluğumuzu, ergenliğimizi çekmek zorunda kalmış, her biri azimli, sabırlı, gayretli öğretmenlerimiz de aramıza katılmıştır. İşin en göz yaşartıcı ve mutlu edici kısmı da budur.

Şimdi bugüne kadar aldığım notlar ve kayıtlarım sonucu şöyle bir tarihi dizilim oluşturdum. Umarım hoşunuza gider.


4 Aralık 2008 : Tülin Susever, Sedat Arı ve Ben, Tepe Nautilus’ta buluştuk. İlk üç idik.




31 Ocak 2009 : Bugün Hasan Yılmaz’ın gayretleri ve organizasyonu neticesinde Yarımca’da Türk Kahvesi’nde ilk toplu buluşmamız oldu. Katılım yüksekti, Petkim İlkokulunu ve Yarımca Lisesini ziyaret ettik. 30 yıl sonra ilk kez görüştük.



4 Ekim 2009 : Hakan Canay’ın gayretleri ile Petkim Lojmanlarında YARIMCA ÇOCUKLARI buluşması yapıldı. Her yaş grubundan geniş katılım oldu. Ogün gelip de sonradan hiç katılmayan arkadaşlarımız da var.



27 Şubat 2010 : Bugün Kadıköy – Denizatı Kafe’de (Beşiktaş İskelesi üst katı) kahvaltıda buluştuk. Bu bir dönüm noktasıydı aslında, İlk kez gelenlerden biri ise Arzu Kuyaş’tı. Kahvaltı sonrası tarihi çarşıya geçtik ve 


Hamsi Pub’da üst katta koca bir masayı doldurarak rakı-balık, meze ve bol eğlence olayına balıklama atladık. Eşler de vardı aramızda ama hala hiç katılmayanlar da… o güne ait resimler paylaşılınca ipler koptu, işte o andan itibaren herkes “buluşalım” diye çıldırmaya başladı . DENİZATI şimdi Türgev’e hizmet veriyor.



11 Nisan 2010 : Hakan’ın doğum günü idi ve Tülin ile benim kafamın etini yiyerek toplantı istedi. Şaka bir yana büyük bir istek ve gayretle yemek düzenlemeye giriştik.  Seçtiğimiz mekanların başka bölümlerden izole olması geleneğine göre hareket ediyorduk hep. Küçükyalı KOLCUOĞLU Kebap bize mekanın çatı katını kapattı. O gün de büyük bir buluşma gerçekleştirdik, 19 kişiydik, sınırsız yedik, sınırsız içtik, operasyon çok başarılı idi. Anladık ki biz birlikte yemeği sevmiştik, o gün aramıza ilk kez katılanlar Levent Öcal ve Atilla Ağırbaş’tı.




29 Mayıs 2010 : Yine Hakan Canay başrolde! Bize evini açtı. Evlerinin terasında buluştuk, mangal partisi yaptık



18 Kasım 2010 : Kurban Bayramıydı, Müjgan Yavuz, Hasan Yılmaz pirelendi telefonlar falan derken birden kendimizi Yarımca’da bulduk, bayramlaşma buluşması yaptık, Önce Türk Kahvesinde buluşup bayramlaştıktan sonra Kirazlıyalı MOBİDİK restoranta gittik, çok eğlendik hem de çok.




6 Ocak 2012 : Belgin Gürkan Türkiye’deydi, Kadıköy Çarşı’da buluştuk vallahi, gelen geldi, tam 10 kişiydik, güzel de oldu ve yerimiz yine Hamsi Pub’lardan biriydi. Hava çok sıcaktı, dışarıda oturduk yaz gibi.




12 Nisan 2014 : Bugün Sapanca-Kırkpınar’da 2 yıldır biriken hasretle geniş bir toplantı yaptık. Araya epey zaman girmişti.  Çocuklar büyümüş yetişkin olmuştu. O güne damgasını vuran Hakan’ın kızı Alara idi ve organizasyon yine Hakan’a aitti. Ridad Dinç, Celal Özcan, Dilek Olcay ve Ayşe Doybak o gün ilk kez aramızdaydı. O gün karar verdik ki; artık şehirlerarası gezecektik, ilk hedefimiz Çanakkale idi.




20-21 Eylül 2014 : Çanakkale’deyiz. Katılım büyük, Organizasyon Ridad Dinç arkadaşımızın, bize o mihmandarlık etti. Yoğun ve çok keyifli bir gezi oldu, kısa zamanda her yeri  gezdik, Assos, Truva dolaştık, akşam ise inanılmaz güzellikte bir yemek yedik ve Çanakkale’ye aşık olduk.




23 Ocak 2015 : Belgin yine burada, Sedat da! Yurtdışı Türkiye’de olunca görüşmeden olmuyor, Hakan, Sedat, Tülin, Ben ve Belgin Kadıköy-ÇARŞI’da biraraya geldik. Yer Kadı-Nimet idi.




25-26 Nisan 2015 : İşte şimdi kurumsallaştık. Bu kez öğretmenlerimiz de bizimle. 22 yetişkin, 6 çocuk, 10 öğretmen ve eşleri ile ülkemizin en güzel şehri haline gelmiş Eskişehir’deydik. Serap Selçuk ve Hakan Canay başrolde. Organizasyonun her safhası ile meşgul oldular. 36 yıl sonra öğretmenlerimizle buluşmamız tarifsiz bir mutluluğa dönüştü. Gezdik, dolaştık, sarıldık, öptük, koklaştık, güldük, ağladık. 25 Nisan akşamı 45 kişilik geniş bir kitle şeklinde güzel bir yemek yedik, şarkılar dinledik, dans ettik. İkinci şehir turumuz da başarıyla gerçekleşti. Hedefe Mardin’i ve İzmir’i koyarak ayrıldık.