Merhaba

Yaşadıkça birikti, yaşadıkça birikti, doldu, taştı. Ben de tüm bunları yazdım. Bu sefer de yazdıklarım birikti, doldu, taştı. Taştıkça paylaşmayı çare gördüm. Benim çarem okuyuculara dert olur mu bilmem ama yıllardır yazılanların hepsi burada. Biraz siyasi, biraz felsefi, biraz da insani. Bir hayli de Zeynep'ten.


Afiyet olsun








23 Haziran 2020 Salı

yağmur (23 haziran 2020)


Hayatımın en mutlu günü bugün...

En mutlu demek abartılı olabilir ancak en eğlenceli günü oldu bugün. Evime 200metre kala ve etrafta sığınacağım mendil kadarcık bir saçak altı dahi yokken öyle bir yağmura yakalandım ki anlatamam… çooook yağmura, sağanağa yakalanmışımdır ama ya şemsiyem ya saçaklar ya da ulu ağaçlar beni hep kurtarmıştır. Hayatımda hiç ıslanmadım ben, yarım yüzyılı geçirdim bu dünyada ama tek kere suya, dereye, havuza, denize düşmüş insan değilim. İlk defa başıma geldi.

Ekmek ve daha da önemlisi mayalayacağım yoğurdun sütünü almaya çıktım ve evime çok yakınım. Gök gürledi, bulutlar simsiyah geldi ama nasılsa kaçarım diye pek umursamadım ki; meteorolojiyi nefes alır gibi izler, saati saatine tahminlere dikkate eder ve önlemlerimi alırım. Bu sefer de atlatır damlalarla ralli yapar yırtarım dedim.

Olmadı, papaz bu kez o pilavı yemedi. Evime ramak kala üzerime kovalarca su dökülmeye başladı… ilk işim ayakkabılarımı çıkartmak ve elime almak oldu, yalınayaktım… iki üç adım atmıştım ki, ıslaklığın içime ilerlediğini hissetmeye başladım, inanamıyordum ama sırılsıklam olmuştum. Elimde ayakkabılarım, yalınayak sulara şap şap şap basarak ilerlerken kotumun tümüyle üstüme yapıştığını ve ağırlaştığını iyice anlamış oldum… fazla hızlanamadım çünkü süt 5lt, kot iyice ağırlaşmış üzerimde ve bluz ıslandığından acayip de üşüyorum… yanımdan geçen arabaların içinden şaşkınca bakıyor insanlar… saçlarımdan sular sırtımdan aşağıya akıp arka cebimdeki telefonumu da bir güzel ıslatmış o ara; onu da eve gelince anladım zira cihaz şarj olamıyordu, nem uyarısı veriyordu garibim Neyse kuruttuk ettik hayata döndürdük.


Ama öyle güzel öyle güzeldi ki! Hele sulara şap şup çıplak ayakla basarak yürümek, aman yarabbim, bu nasıl keyifti böyle, çocukluğumuz gibi. Yağmura teslim olunca anladım çok aciziz, yapacak fazla bir şey yok. Kaçma yağmurdan be Zeynep teslim et kendini diye düşündüm ve keyfini çıkardım. Kapıya geldiğimde sırılsıklamdım, annem yerlere gazete serdi, üzerinden banyoya ilerledim ve doğru duşa girdim… Keşke bir daha olsa.