Mutluluğun formülü çok basit. Ortada öyle kafa patlatacak,
bin bir zorlukla başarılacak bir şeyler yok. Aslında hayata nasıl
başladığınızla son derece doğru orantılı, ilintili.
Düşündüm
Birkaç gündür yoğunlukla düşünüyorum ki; “ben mutlu biri
miyim” diye.
Dün karar verdim, üzerinden 24 saati de geçirdim baktım bir
değişiklik yok kararımı verdim: MUTLUYUM!
Nasıl mı?
Hayatı algılamaya, fark etmeye başladığımda çok mutsuz bir
başlangıç yaptığımı keşfettim. Evet oldukça mutsuz bir başlangıç oldu benim
için. Ondan sonra yaşadıklarımın hepsi hep yukarıda kaldı asla bunun altına
inemedi… En azılı sevimsizlikler, dibe vuruşlar, dertler, kederler vs. hiçbiri
bunu ezemedi. Sürekli mutluluk hali diye psikolojik ve travmatik bir tanım vardır
ya işte aslında o durum mevcut sanırım bende ve bu HARİKA, çok da rahatlatıcı.
Kendimi mutlu olduğum kadar çok da ŞANSLI kabul ediyorum. 40 yıldır vaziyet bu
minvalde ilerliyor! Bir kere çok cesaret verici, CESURSUNUZ, her türlü felaketi
soğukkanlı karşılamanızı da sağlıyor, TAŞ GİBİSİNİZ. Her zaman ikinci bir yol birden
beliriveriyor. Referans noktanız müthiş çünkü
Şu ana kadar olmadığı gibi bundan sonra da “beni mutsuz
edecek tek şey olmayacaktır” adım gibi eminim. Fark ettiğim üzere gayet rahat
ve pervasız yaşıyorum, hiçbir şeyi dert etmiyorum etsem bile biraz sonra
unutuyorum, aklıma bile gelmiyor. İşsiz kaldım, parasız kaldım, bütünlemeye
kaldım, terk edildim, terk ettim, ailemde büyük hastalıklar yaşandı, çok
sevdiklerimi en olmadık zamanlarda kaybettim (ki beni en çok üzenlerdir) ama
yine de aşağılara indiremedi ruh halimi. Bunu duygusuzlukla, umarsızlıkla
karıştırmayın asla değil, aynı şey değil.
Yaşam çok basit, aklınızı alacak kadar basit hem de, onunla
didişmek ise yaptığınız en aptalca şey ve varacağınız bir nokta da yok. Bunu
hımbıllıkla karıştırmayalım ama! Hımbıl bir insan değilim asla. Çok yaramazım
ne yalan söyleyeyim, hiç rahat durmam, haylazlıklarım oldukça fazla... bir o kadar da terbiyesizim, üstüne utanmaz da oldum. Asla
saygısız, onursuz, ahlaksız değil ama! Ancak bazılarının dertlerine gülüp
geçmiyor da değilim.
A bu arada HIRS denen şey yok bende, aşısı olsa yaptıracağım
ama yok işte. Hırs olmayınca bazı şeyler zaten çorap söküğü gibi ilerliyor,
maddi hırslar, maddesel hırslar hayatı zehir ediyor, bunu da bilesiniz isterim.
“Azıcık aşım dertsiz başım”, “bir lokma bir hırka” felsefesinden daha güzel bir
şey yok.
Sevdiğiniz insanlarla, sevdiğiniz ortamlarda, sessiz ve
huzurlu ve karşılıklı paylaşımlar içinde olabiliyorsanız bu ne büyük
mutluluktur bilesiniz. PAYLAŞMAK! Bu da önemli…
Velhasılı olay bu kadar basit… biri yüzünüze baktığında
orada “huzur bulmalı”, bulaştırmalısınız huzuru sevinci insanlara. Güzel
olmayın bu hiç önemli değil… HUZURLU OLSUN yüzünüz, gözünüz, eliniz… üzerinize
giyin mutluluğu bir daha da çıkartmayın. ÇOK BASİT ÇOK!
not: Yarım yüzyıldır dünyadayım, gençlere örnek olsun istedim yaşadıklarım, öğüdüm olsun bunlar. Yazılı kayıtlı hale getirmek lazım.
not: Yarım yüzyıldır dünyadayım, gençlere örnek olsun istedim yaşadıklarım, öğüdüm olsun bunlar. Yazılı kayıtlı hale getirmek lazım.