Evet
Güzel elbet
Yer gök çiçek, böcek
Hava ılık, gök mavi, deniz sakin
Leylaklar mis kokuyor, bademler pembe pembe çiçeklerini
gözünüze sokuyor, lale zamanı falan derken, yeşermiş taze çimenler, kart, kaba
yapraklarını tazelerine devretmiş defneler, şimşirler, taflanlar ve niceleri.
Evet güzel elbet, parlayan güneş, esen sıcak yel, denizde
kırpışan ışıklar, cıvıldayan kuşlar, açan papatyalar, vızıldayan arılar.
Elbette hepsi güzel.
Az sonra, yeşili tarifsiz bakmaya kıyamadığınız tomurcuklarıyla
ladinler girecek devreye.
Ve güller de açmaya başlayacak, özellikle çardak gülleri.
Yaz’ın müjdesini veren bahar insana hep heyecan verir. Peki
gerçekte öyle midir? Açıkçası ben bu bahar aylarını sevmiyorum. Doğa coşup
oynadıkça ben soluyor, durgunlaşıyor ve yok oluyorum. İnanılmaz bir yorgunluk,
kol kanat kırılması, sürekli nefes darlığı, güneşten rahatsız olma, ılınan
havaya rağmen hep üşüme ürperme, yataktan kalkmaya mecalsizlik, kalktıktan sonra
evin içinde dolaşmaya halsizlik, yemek pişirmeye üşengeçlik, saymakla bitmez
dermansızlık. Bunlar nedense hep baharda oluyor. Koca karanlık kış boyunca dere
tepe katır gibi dolaşan, iş yapmaktan yorulmayan, tozu dumana katan ben, bahar
aylarında paspas gibi yerdeyim. İstemem eksik olsun.