Merhaba

Yaşadıkça birikti, yaşadıkça birikti, doldu, taştı. Ben de tüm bunları yazdım. Bu sefer de yazdıklarım birikti, doldu, taştı. Taştıkça paylaşmayı çare gördüm. Benim çarem okuyuculara dert olur mu bilmem ama yıllardır yazılanların hepsi burada. Biraz siyasi, biraz felsefi, biraz da insani. Bir hayli de Zeynep'ten.


Afiyet olsun








27 Aralık 2019 Cuma

2020'ye girerken (4 gün kala)

Geçen yıl kaleme aldığım yıllık muhasebemi bugün okuyunca benzer değerlendirme yapmayı kendime borç bildim. Gelecek yıl lazım olabilir. Nasıl geçti bu 2019 denen yıl. 

Açıkça söyleyeyim ki, arkadaşlarım, çevremdeki güzel insanlar, mahallemdeki esnaf gibi hayatımı güzelleştiren unsurları bir kenara koyarsak 2019'u hiç sevmediğimi, çekip gideceği için de çok memnun olduğumu itiraf etmeliyim. 

Evet hiç sevmedim. Bu yıla ilişkin hedeflerim vardı ancak hiçbiri olmadı, hedef ya da hayal teki bile gerçekleşmedi. Bu nedenle kırgınım biraz; kırgın, üzgün, hüzüne bulanmış. HUZUR dilersiniz ya, o da pek olamadı bu yıl, huzura ilişkin kayda değer bir dönem yok veritabanımda. SAĞLIK konusunu hiç bilmiyorum, keza sağlığıma ilişkin yılın başında yaşadıklarımdan sonra ilgilenmeyi kestim, ne var ne yok bende umurumda bile değil. Yaşadığım ülkede zaten işler berbat, öğrenmek, duymak ve düşünmek istemiyorum, artık içimi baydı bu konular, canımı sıkmaktan başka şeye yaramıyor, çoluk çocuk yok ona şükrediyor yuvarlanıp gidiyorum.

Biliyor musunuz saçlarım uzadı ve doğal rengine boyandı, çok özlemişim uzun saçı ve rengimi, bu kararımdaki tutarlılığımı alkışlıyorum, bana bu gücü ne verdi bilemiyorum ama memnunum durumdan. Kısacası kendime bakmaya başlamıştım 2018'in sonunda ve bırakmadım; bakmaya devam ediyorum, oje bile sürmeye başladım, çok mutluyum. 8-10 yıllık nadas bitti

Yürüyüşlerim hiç hız kesmedi, günde 10-12km'ye bana mısın demezken aşırı kilo kaybım nedeniyle 8-9km.ye indirdim, yürümekten çok zevk alıyorum, tarifsiz bir keyif, yalnız bu faaliyet; okumak, el işleriyle uğraşmak gibi zamanlarımdan çalıyor ama olsun... hatta malesef yazmaya ayırdığım zamanlarımdan bile feragat ediyorum. Yazmak demişken bu durumdan da memnunum çünkü epeyce yazı üretebildim.

2019'da tarafımdan yapılan en güzel iş; sosyal medya (facebook, twitter) hesaplarımı kapatmam oldu, bu kısım mükemmel bir arınmayı beraberinde getirdi, harcadığım o zamanlara çok üzülüyorum. Sosyal medya denen şey uyuşturucu imiş, tam bir pislik yuvası imiş ayırdına vardım.

Denize giremedim yine, çok üzgünüm... hatta havuza giderim demiştim onu dahi yapamadım, suyla ilişkim kesik anlayacağınız. Oysa belirgin bir hedefti benim için GüneyBatı'ya gidebilmek ama olmadı ne yapalım.

Çok komik bir şey daha yazayım, bu yıl da bekar kalmayı başardım artık bundan sonrası gayet rahatım ne de olsa 2020 de yaşım "52" olacak, her ne kadar Kasım'da doğmuşsam da 52'yim. 

Geçen yıl yazdığım 1994ten kalma 501 pantolonumu Mart ayı gibi giyebildim, bugün de üzerimde ve inanılmaz bol geliyor bana, erimişim... hatta sanırım bir virüs taşıyorum ve yağlarımı yiyor... ellerim, parmaklarım, yanaklarım, boynum, ayaklarım, hatta gözlerimin altındaki torbalar bile eridi. Saçımın başladığı bölgede damarlarım görünüyor alnımda. Berbat bir siluetim oldu. İnatla eski kıyafetlerimi giyiyorum üzerimden dökülüyorlar ama cılızlığımı gizliyorlar, yeni şeyler almıyorum henüz, inatla eski halime döneceğim günü bekliyorum. Hiç hoşnut değilim bu durumdan ve 2019'un en sevmediğim kısımı da bu. 

Diyorum ya hiç sevmedim ben bu yılı. İyi ki dostlar var ve onlarla paylaşılan anlar! Bunların bolluğu yadsınamaz, inkar etmemeliyim bu anlamda bereketli bir yıl oldu.

Azkalsın unutuyordum, çok film izledim bu yıl, sürekli sinemaya gidiyorum buna zaman ayırabiliyorum, bunun sevincini anlatamam, memnunum.

2019'un en en en güzel tarafı oldukça serin geçen yaz aylarıydı, çocukluğumdaki gibiydi, bunaltıcı olmayan havalar yaşadık. Bakalım yeni yılda neler olacak, şimdiden merak ve heyecan içindeyim. Merak edecek kadar iyi haldeyim demekki... İyi!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder